Menu

Cart

Aralık 2020 - SAIPRAKASHANA.COM/TR

SORU CEVAP ALINTILARI - 12 2020 H4

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S Soru: Özgür irade var mıdır, yoksa her şeye Bhagawan Baba mı karar verir?

 

Swami: Sınıfa geliyorsanız eğer, sınıfa kabul edilmek, size öğretmek üzere belirli bir öğretmenin gelmesi ve bazı dersleri – sınıfınıza gelen öğretmenin öğrettiği şekilde – belirli bir tarzda öğrenmeniz sizin kaderinizdir. Ne var ki, sınıfta dikkatinizi verip vermemeniz, ödevleri iyi yapıp yapmamanız ve sonra dersi daha iyi anlayıp anlamamanız, sizin özgür iradenizdir. Sınıfa gelip de dikkatini vermeden uyuyan yahut aklı sınıfta değil de futbol sahasında olan bir öğrenci, besbelli ki ilerleme kaydedemeyecek ve fazla bir şey öğrenemeyecektir. Bu nedenle, bedeniyle kendini sıkı sıkıya özdeşleştiren bir kimse için, sizi belirli bir yere getiren bir kader vardır, ancak bundan ne sonuç aldığınız sizin özgür iradenizdir. Kaderinizin size sağladıklarından en iyi şekilde yararlanmalısınız. Baba’ya gelmek, kaderdir; fakat Baba gibi olmak, özgür iradedir. Bu çabayı göstermelisiniz.

Beden bilinci var olduğu sürece, ikilik vardır – yani hem özgür irade hem de kader vardır. Beden bilincinin ötesine geçmiş olan kişi için ancak, hiçbir şey yoktur. Her şey ilahi hale gelir, zira o kişinin kendisi ilahidir. O zaman kadar kurallara uymanız gerekir.

 

Dubai, 27 Ağustos 2015 (Akşam Seansı)

Devamını okuyun...

SORU CEVAP ALINTILARI - 12 2020 H3

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S Soru: Swami, bedenle kendimizi özdeşleştirmeyi nasıl terk edebilir ve devamlı olarak Seni düşünebiliriz?  

 

Swami: Bedenin size ait olduğunu düşünürseniz, bir sorun yoktur. Bedeni Tanrı’ya ulaşmak için kullanmalısınız; dolayısıyla beden, tıpkı arabanız gibi gözetilip kollanmalıdır. Dolayısıyla – bedenin Tanrı’ya ulaşmak adına sadece bir araç olduğunu anladığınız sürece – bedene saygı gösterilmeli ve gözetilip kollanmalıdır. Ne var ki, fazlasıyla beden bilincine kapıldıysanız, bedenin sizin gerçek özünüz olduğunu ve onun ötesinde hiçbir şeyin olmadığını düşünüyorsanız, bu durumda – hiç de doğru bir şey olmayan – beden bağımlılığıdır bu. Bu histen kurtulmanın tek yolu, her şeyden önce, bedenin sadece, Tanrı’ya ermeniz adına size verilmiş olan bir enstrüman olduğunu düşünmektir. Beden vasıtasıyla Tanrı’ya nasıl erersiniz? Bedeni başkalarına hizmet sunmak için kullanmak suretiyle erersiniz. Bedene boyun eğdirin, duyuları hizaya getirin ve zihni bitirin, Elleriniz hizmetle meşgul değilse, zihniniz saflaşamaz. Bu nedenle, beden bir enstrümandır. Ona sadece bu kadar saygı gösterin, ne daha fazla ne daha az.

Birçok insan, bedenin, farkındalığa ermelerinde bir engel olduğunu düşünür ve bedenlerine çeşitli şekillerde işkence eder. Bu bedeni başkalarına hizmet sunmak için kullanırsanız, bağımlılık oluşturmazsınız.

 

Roma, İtalya, 20 Nisan 2015, (Sabah Seansı)

Devamını okuyun...

SORU CEVAP ALINTILARI - 12 2020 H2

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S Soru: Swami, sözünü ettiğin sevgiyi nasıl artırabileceğimizi bize söyler misin lütfen? Çevremizdeki insanlar da bunu yapabilsinler diye onlara nasıl yardımcı olabiliriz?

 

Swami: Sevgi, vermekle ve affetmekle gelişir. Verip de affettiğiniz takdirde, sevginiz yaşayacak ve gelişmeyi sürdürecektir. Çoğu zaman, “Seni seviyorum,” dersiniz, ama öteki kişinin başı dertte olduğunda yardım etmeye gönüllü olmazsınız. Sizde var olan şeyden ayrılıp onu vermeye hazır değilsinizdir.

Daha geçen gün çocuklardan biri, “Kardeşim felç geçirdi. Ne olur, onu iyileştir, Swami,” diye yalvarıyordu.

Ben de ona, “Bu şekilde yalvarırsan kardeşini iyileştirmeyeceğim, ama şayet, ‛Kardeşimin geçirdiği felci ben çekmeye hazırım. Ne olur, onu iyileştir,’ dersen, onu kesinlikle iyileştiririm,” dedim.

Sadece lafla iş yapmak istiyorsunuz. Sevgi, tartışma işi değildir; sevgi, eylemle ilgilidir. Vermek, sevginin birinci kısmıdır; affetmek de ikinci kısmıdır. Seviyor olsanız bile, karşılığında sevilmeniz gerektiğini düşünmemelisiniz – fakat sevginiz, karşılığını bulmadığında yok olup gidiyor. Diğer insanlar sizi sevmeseler dahi, onları affedip sevebilmelisiniz; hakiki sevginin doğası budur. 

Bir zamanlar ermişin biri, nehirde boğulmakta olan bir akrep görür. Akrebi kurtarmak isteyip, onu sudan çıkarmak için elini uzatır, fakat akrep ermişi sokar. Bunu gören takipçileri, “Akrebi neden kurtardın ki, bak seni soktu?” diye sorarlar.

Aziz, “Akrep kendi dharma’sına uyuyor, ben de kendi dharma’mı yerine getiriyorum. Benim dharma’m, başı dertte olan herhangi birini gördüğümde onu kurtarmaktır. Onların bana yaptıklarının bir önemi yok,” diye yanıt verir. İşte siz de herkese yönelik olarak affetmenin bu türünü geliştirirseniz, bir mıknatıs haline gelirsiniz. Bir kez mıknatıs haline geldiniz mi de, size yaklaşan herhangi bir demir parçası da mıknatıslık edinir. Dolayısıyla, saf sevgiyi geliştirdiğiniz takdirde, yakınınızda olan herkes de sizin sevginizden etkilenecek ve onlar da yavaş yavaş saf sevgiyi geliştirmeye başlayacaklardır. Sevgi, dağıtabileceğiniz ya da insanların hap gibi yutabileceği veya insanların içine doldurabileceğiniz bir şey değildir – sevgi, sizin kendinizde geliştirmeniz gereken bir niteliktir. İşte o zaman sizinle temasa geçen herkes de etkilenmiş olur.

 

Avustralya, 1 Ocak 2015

Devamını okuyun...

SORU CEVAP ALINTILARI - 12 2020 H1

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S  Soru: Swami, gün be gün tam anlamıyla ve hakikaten Sana nasıl teslim olabiliriz?

 

Swami: Herhangi bir şeyi yapmadan önce Bana sorun ve aldığınız yanıta göre hareket edin. Zihninizin bir karar vermesine izin vermeyin. Örneğin, pazaryerine gidiyorsunuz. Eşiniz size sebze satın almanızı söylemiş olabilir. Sebzeyi satın almadan önce, “Patates mi, yoksa domates mi satın alayım? Bir kilo mu, yoksa yarım kilo mu alayım?” diye Bana sorun.

Hayatta yaptığınız her şeyi Bana sorun. Bana bir soru yönelttiğinizde, içinizden size gelen ilk cevap, Benim sesimdir. O sese uyun. Tartışmayın veya fikir mücadelesine girişmeyin. Sadece yapın. Bu sayede zihninizi de egonuzu da yok edersiniz. Ego olduğu sürece, teslimiyet olamaz. Ego, kendinizi ‘şu ya da bu kişi’ olarak kimliğe büründürmenizden başka bir şey değildir. Herhangi bir şeyi yapmadan önce Bana sormalı ve sadece kalbinizin size söylediğini yapmalısınız – başkaları her ne düşünürse düşünsün veya söylesin, başka hiçbir şeyi yapmamalısınız. Bunu gün be gün, her eylemde uyguladığınız takdirde, teslimiyeti geliştirmiş olursunuz.

 

Londra, Birleşik Krallık, 27 Ağustos 2014

 

Devamını okuyun...

İLAHİ DİSKURLARDAN ALINTILAR - 12 2020

İLAHİ DİSKURLARDAN ALINTILAR
SAIPRAKASHANA.ONLINE

 

Swami senelerdir Vedanta’dan bahsediyor. Çeşit çeşit şekillerde başından beri hep Vedanta’dan bahsediyor. Sizin ‘O’ olduğunuzu söylüyor. Kaç kişi gerçekten O’nun söylediklerini dikkate alıyor peki? Hazır olunmadığında dinlenmiyor. Bu nedenle seva gereklidir. Uygulamalarınızdan seva’yı çıkaramazsınız. Bhakti zihninizi sakin ve durgun tutacaktır. Ancak günün sonunda zihnin ötesine geçmek sadece Vedanta vasıtasıyla gerçekleşir. Upanişadlar bu yüzden gereklidir işte.

Gayatri tüm Vedalar’ın annesidir. Gayatri Anne, O’na ibadet ettiğinizde size gerçekte kim olduğunuzu gösterir. Dyoh yo nah pracodayat – “Zihnimizin arınmasına izin ver, zihnimizin parlak olmasına izin ver.” Gayatri mantra’nın söylediği budur. Bargo devasya dimahi, dyoh yo nah pracodayat – içteki Güneş, içteki Atma parladığında her şey parlar. Her nasıl parlarsa, her şey de öyle parlar. Parlamanın kalitesi ve parlaklığı Atman’dan gelir. Dyoh yo nah pracodayat budur işte. Brahman’daki bilginin ışıltısını verir Gayatri Anne. Nasıl verir peki? Vedalar aracılığı ile verir. Vedalar’ın annesidir O.

Bir’den başka bir şey yoktur. İki, bir illüzyondan başka bir şey değildir. Nesne ve nesnenin yansıması, ses ve sesin yankısı, etki ve tepki – tepki, yankı ve yansıma; bunların hepsi illüzyondur. Hakiki olan, nesnenin kendisidir. Orijinal sestir – ve işte ‘O’, herkeste parlayandır. ‘O’ parladıkça, her şey parlar. Bu düşüncenin üzerinde ne kadar tefekkür edersek, her gün tefekkür edersek; konuşurken, yürürken … 

Nefesimiz günde 21,600 defa bunu bize, “So-Ham – Ben O’yum, Ben O’yum, Ben O’yum,” diyerek hatırlatıyor, ama biz onu dikkate almıyoruz. Dikkate ancak zihnimiz odaklandığında alabiliriz. Bhakti; tüm bu ritüeller, ibadetler zihnimizin durağan olması içindir. Zihnin durağan olması için saf olması gerekir, bunun için de seva ya da bir başka deyişle karma vardır. Karma bizi bu dünyaya bağlayan eylemlerden oluşmamalıdır, karma bizi esaretten kurtarıp özgürlüğe ulaştıran eylemlerden oluşmalıdır. Bu nedenle, bencillikten uzak eylemler doğru eylemlerdir.

Siz ne yapan edensiniz ne de bunun keyfini çıkaransınız; siz Kendinizsiniz Aham Brahmasmi. Kimsiniz siz? Ben, Ben’im. Kadın mıyım ben? Hayır; ben, Ben’im. Erkek miyim ben? Hayır; ben, Ben’im. Ben, İlahi midir? Şeytan mıdır? Hayır – ne olursa olsun – ben, Ben’dir. Ben’in hiçbir sıfatı yoktur. Ancak ‘ben, Ben’im’den sonra, ‘ben kadınım’, ‘ben erkeğim’, ‘ben zekiyim’ gibi sıfatlar eklenir. Kadınım, erkeğim, zenginim, fakirim; bunların hepsi, o Ben’in üzerine eklenen sıfatlardır. Önce ‘Ben’im ben’ – Vedanta budur işte.

 

Bu İlahi Diskurun tamamını orjinal dilinde dinlemek için bkz:

22 Ekim 2020 (Akşam)
Muddenahalli
İlahi Diskur


Devamını okuyun...
Bu kullanıcının RSS akışına abone olun

Yeni Resmi Websitelerinin Linkleri

OTURUM Aç YA DA KAYIT OL