Menu

Cart

Ekim 2020 - SAIPRAKASHANA.COM/TR

İLAHİ DİSKURLARDAN ALINTILAR - 11 2020

İLAHİ DİSKURLARDAN ALINTILAR
SAIPRAKASHANA.ONLINE

 

Swami: (Ev sahibi Smt. Gayatri’ye hitaben) Rüyanda geldim ve buraya geleceğimi gösterdim sana, evet mi? O bir rüya idi, bu ise gerçeklik. Öyle değil mi?

            Daha önce onun rüyasında gelmiştim.

Gayatri: Swami, kocamın rüyasında da.

Swami: Nerede kocan?

(Ev sahibi Sri Kumar’a hitaben) Evet, senin rüyanda da!

Tayland’a, evlerine geleceğimi ve her şeyi hazırlamalarını onlara söylemek üzere rüyalarında geldim Ben. Hatta bu, Benim geleceğime dair Hindistan’dan mesaj gelmeden önceydi. Her şey Benim tarafımdan planlanır. Şayet bir kimse planladığını ve organize ettiğini, karşılayıp ev sahipliği yaptığını zannediyorsa, o kişiden daha büyük bir VVIP – çok ama çok cahil kişi (very very ignorant person) – olamaz!

Yama, Naçiketa’ya, “Tanrı kimi seçer?” demiştir. Yamevaişa vrunate – Kendini, seçtiği kişiye ifşa eder; Tanrı sadece o kişi için erişilebilir konumdadır.

Buraya geleceğimi, evinizi ziyaret edeceğimi, orada olacağımı, sizin tüm düzenlemeleri yapmanız adına sadece size ifşa ettim. Şimdi de böyle gerçekleşmektedir. Narasimha Murthy, “Tüm bunlar Swami’nin planıdır. Bu şeyleri yapmak ister,” diyordu. Hakikaten Benim planımdır. Hiç kimse Tanrı adına planlama yapamaz. Tüm bunları O planlamıştır.

Eski bir arabanız varsa, yedek lastiklerinizden biri yarılmışsa, frenleriniz arızalıysa, farlar çalışmıyorsa ve korna çalmıyorsa, böyle bir arabayla yola çıkmayı kim ister ki? Öyle bir arabayı sürer miydiniz? Beden bir arabadır. Daşaratha’nın adını açıklamaktadır bu. On indriya’sı ya da duyusu olan beden, cnanendriyalar ile karmendriyalar (beş algı duyusu ile beş eylem duyusu) denilen bu yetilerden oluşan ratha’dır yani arabadır. Bunlar; korna, farlar, vitesler, debriyaj, frenler, motor, lastikler vs. gibidirler. On duyu işte bu ratha’yı oluşturur; bu ratha eğer sorunlar yüzünden yerinden kıpırdamıyorsa – vyatha haline geliyorsa – ne işe yarar ki? İşte bu nedenle eski bedenin gitmesi gerekti.

(Ev sahiplerine hitaben) Bedenin gidici olduğunu da söylemiştim size.

Bedeni terk etmeden üç gün önce buraya gelip onlara, ayrılacağımı, hazır olmalarını ve daha başka bir şekilde buraya (Tayland’a) geleceğimi söyledim.

Tanrı’yı anlamak hiç kimse için mümkün değildir. Bunu yapmaya kalkışmamalısınız, zira başarısız olur ve ‘VVIP’ler haline gelirsiniz. Denemeyin bile. Yato vaço nivartante aprapya manasa saha – zihnin anlayamadığı, sözlerle açıklanamayan, zihnin ötesinde olan şey, Tanrı’dır. Sözler nasıl açıklayabilir ki? Tüm sınırlı yetileriyle zihin nasıl anlayabilir ki? Dolayısıyla, vaktinizi boşa harcamayın; yalnızca deneyimleyin ve tadına varın. Tanrı ile birlikte olmanın doğru tarzı budur. Diğer her şey için deney yapma imkânı olsa dahi, Tanrı’yı deney konusu yapmayın. Tanrı’yı deneyimleyin ve neşelenin, tadını çıkarın. Tanrı ile ilişki kurmanın doğru tarzı budur işte!

 

Bu İlahi Diskurun tamamını okumak ve İlahi Ziyaret hakkında daha da bilgi edinmek için bkz:

22 Mart 2019
Tayland
Alıntılar


Devamını okuyun...

SORU CEVAP ALINTILARI - 11 2020 H1

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S  Soru: Swami, bazı insanlar, biri öldükten sonra canın bedende birkaç gün kaldığına ve bu süre boyunca bedenin rahatsız edilmemesi gerektiğine inanıyor. Gerçek nedir?

          İkinci sorum: Hangisi daha iyidir – yakma mı, toprağa gömme mi?

 

Swami: Her varlığın üç veçhesi vardır: Biri sizin gördüğünüz beden olan fiziki bedendir; diğeri sukşma beden olan zihindir; üçüncüsü de Atma’dır, yani ruhtur.

Atma her daim özgürdür – hiçbir şeye bağlı değildir. Onda cahillik yoktur; kendini hiçbir şey ile ilişkilendirmez. Atma’nın farkındalığına ancak bedenin içindeyken erilebilir.

Aslında özgürlüğe kavuşturulması gereken tek şey, kişinin zihnidir. Kişinin tekrar doğmasına ve gerisin geriye samsara’ya girmesine – punarapi cananam punarapi maranam – tekrar doğup, tekrar ölmesine sebep olan şey, zihindir. Can saftır ve her daim özgürdür.

Sorunuz şöyle olmalıdır: “Zihnin bedene olan bağımlılığı ne zaman sona erer?” Zihin, bedene son derece bağımlıdır. Zihin dışa dönüktür, bu yüzden bedeni ister, zira dış dünyanın nimetlerini ancak beden vasıtasıyla deneyimleyebilir.

Tıpkı bir kalem işlevini kaybettiğinde, tekrar çalışması ümidiyle onu sallamanız gibi, beden artık işlevini kaybettiğinde de, zihin, istediklerini yapabilmek için cesedin tekrar aktif hale gelmesini beklemeye koyulur – ama ceset hiçbir zaman bunu yapmaz. Zihnin bedenin ölmüş olduğunun farkına varması biraz zaman alır; sonrasında zihin bedeni terk etmek ve yeni bir beden aramak zorunda kalır.

Zaman faktörü kesinlikle söz konusu olsa dahi, bu da kişinin spiritüel evrimine bağlıdır. Bazıları için bu, yedi saniye yahut yedi saat veya yedi gün olabilir. Bazıları içinse, zihnin bedenin artık canlı olmadığını anlaması ve geriye dönüp de bedeni aramayı bırakması aylar sürebilir. Zihnin bedeni aramak üzere durmaksızın geriye dönmekten vazgeçmesini sağlamak için, yapılabileceklerin en iyisi, bedeni yok etmektir. Fiziki beden yakılarak veya toprağa gömülerek ortadan kaldırılırsa eğer, zihnin gitmekten başka çaresi kalmaz.

Bedenin imhasının gerçekleşmesi gerekir; beden beş elementten yapılmıştır ve beş elemente geri dönmek zorundadır – tam döngü budur. Bedeni beş elemente nasıl geri verdiğinizin bir önemi yoktur – ha toprağa gömmüşsünüz ha yakmışsınız; her ikisi de etkilidir. Bu sadece sizin gelenek ve görenekleriniz ile ilgilidir; neticede pek de önemli değildir. Önemli olan, zihnin cesede olan bağımlılıktan kurtulması, kendini onun etkisinden kurtarması ve bir zamanlar o bedene ait olduğunu unutmasıdır, aksi takdirde geri dönüp durur.

Zihnin cesede olan bağımlılığından kurtulması ve yoluna devam etmesi için ona yardımcı olsun diye Hinduizm’de birçok puca, aynı şekilde Hristiyanlıkta da birçok dua vardır.

Beden bir araçtır ve sizi bir yere kadar götürebilir. Yolculuğun bir sonraki safhası için başka bir araca gerek vardır. Bir araba ile yolda gidebilirsiniz, ancak bir nehre geldiğinizde tekneye geçmeniz gerekir; arabaya olan bağımlılığınızdan kurtulup tekneye binmelisiniz. Görevinizin devam etmesi adına bedeninizi bu şekilde değiştirirsiniz işte.

 

Singapur, 28 Aralık 2014

 

Devamını okuyun...

SORU CEVAP ALINTILARI - 11 2020 H2

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S Soru: Swami, genelde çok olumsuz olan arkadaşların, aile üyelerinin ve diğer kimselerin arasında tatlılığımızı, olumluluğumuzu ve sevecenliğimizi korumanın üç dört pratik tarzını lütfen bize açıklayabilir misin? Onların olumsuzluğunu üzerimize alıp da bizi etkilemesinden nasıl kaçınabiliriz – ve lütfen bu konuda net bir cevap verebilir misin? (Gülüşmeler)

 

Swami: (Soruyu soran kişiye değinerek) Çok şey talep eden bir öğrenci! Bütün bir bölümü okumak istemiyor; cevaplar derhal gelsin istiyor. (Gülüşmeler) Her şeye vereceğim cevap tektir sadece: Sevgi. Senin hakkında kötü konuşan kişilere sevgiyle ve şefkatle bakarsan eğer, neden böyle yaptıklarını anlarsın: Korkuyorlardır ve zayıftırlar. Senden daha az sevecen oldukları olgusuyla yüzleşmekten korktukları için sana saldırıyorlar. Senin onlardan daha iyi olabileceğini kabul edemedikleri içindir ki, senin hakkında kötü konuşuyorlar. Öfkeli oldukları için senin hakkında kötü konuşuyorlar. Evinde yangın çıktığında, üzerine su dökersin, öyle değil mi? Yangının çaresi sudur, daha fazla ateş değildir – fakat sadece azıcık su dökersen, yangını söndürmeye yetmeyebilir; halbuki muazzam bir sağanak, alevler ne kadar büyük olursa olsun, herhangi bir yangını söndürebilir.

İnsanlar senin hakkında kötü konuştuklarında, kime saldırmış olurlar? Beden misin sen? Beden değilsin sen. Bedenle alay ediyorlarsa, sen beden olmadığına göre neden etkilenesin ki? Övgüleri de eleştirileri de seni etkilemesin. Överlerse, kabul edip, “Rabbim, bütün bunları bana Sen yaptın, övgüyü alan da Sensin,” diyerek Tanrı’ya sunun. Sizi kınadıklarında da, “Yapan eden ben değilim; her nasılsa yanlış anlamışlar. Rabbim, onlara anlayış bahşet,” deyin.

Hz. İsa çarmıha gerildiğinde dayanılmaz acılara maruz kalmıştı. Gökteki Babası’na, “Neden bu kadar ıstırap çekmem gerekiyor? Ne gibi bir hata işledim ben? Hayatımın son anında bu ıstırap neden?” diye yakardı. Hiçbir cevap gelmedi. Düşünmeye devam edince, yanıt içinden doğru geldi: ‛Beden değilim ben.’ Beden olmadığını bir kez idrak ettiğinde, artık ıstırap bütünüyle yok oldu. Başka bir kimsenin bacağı ağrıdığında, bunu kendi bedeninizde hisseder misiniz? Hayır; siz, bedeni farklı olan, zihni farklı olan farklı bir kişisiniz.

İnsanlar sizi övdükleri takdirde, bunu alçakgönüllülükle karşılayın; sizi kınarlarsa, yine alçakgönüllülükle karşılayın. Kendinize çekidüzen verip de gelişme kaydetmenizin bir imkânı olup olmadığını araştırın. Düşmanlarınıza müteşekkir olun, sizin iyiliğinizi istemeyenlere müteşekkir olun, sizde hata bulan kimselere müteşekkir olun, çünkü bu insanlar sizin daha iyi bir hale gelmenize yardımcı olmaktadır. Geriye dönüp, onlara, “Bunu bana söylediğiniz için teşekkür ederim,” demelisiniz; bunun üzerine onlar da bunu yapmaktan vazgeçeceklerdir, zira sizin daha da güçlü bir düşman haline gelmenizi istemezler! (Gülüşmeler) Onlara şefkatle muamele edin; bilmezler ama korkuyla, öfkeyle ve kıskançlıkla hareket ederler. Onlara teslim olmayın. Her bakımdan şefkatli olun.

Tüm hayatım boyunca kınandım ve birçok derdi ve güçlüğü göğüslemek zorunda bırakıldım. Bu saldırılar Beni çıkmaza soksaydı ve o insanlara karşılık vermekle uğraşsaydım eğer, işimi yapacak vakti hiçbir zaman bulamazdım. Diğer insanların ne düşündükleri Beni hiçbir şekilde ilgilendirmez. Yapmakta olduğum şeyin doğru olduğunu biliyorum Ben. Kalp, hakikati bilir. Kalbinizi hoşnut ettiğiniz sürece, doğru yoldasınız demektir; tüm dünyayı hoşnut edemezsiniz. Her ne zaman size biri gelirse, onlara sevgiyle muamele edin. Sevgi, herhangi bir kalbi, herhangi bir kilidi, herhangi bir hazineyi açabilen yegâne ana anahtardır. Sevgi, anahtardır!

 

Avustralya, 1 Ocak 2015, (Sabah Oturumu)

Devamını okuyun...

SORU CEVAP ALINTILARI - 11 2020 H3

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S Soru: (Bir öğrenci tarafından soruluyor) Swami, çoğu kez çalışmamı yapmak için – sanat çalışmamı yapmak için, matematik çalışmak için – çalışma masama geçtiğimde, her nasılsa, arzularımdan ve kesintiye uğramalardan dolayı, dikkatim dağılıyor ve çalışmayı bırakıyorum. Ara vermem gerektiğini düşünüyorum, ama verilen ara uzuyor da uzuyor. Benim sadece oturup konsantre olmamın ve işimi kesintisiz yapmamın en iyi yolu nedir? Bunu nasıl başarabilirim?  

 

Swami: Zorlukla karşılaşıyorsun, çünkü bir hata yapıyorsun – ara vermek istiyorsun. Fakat ne yapıyorsun? Gidip televizyon seyrediyorsun ya da biriyle çene çalıyorsun. Ondan sonra da uygun olmayan şeyler okuyorsun. Bu durumda nasıl daha fazla bir şey yapabilirsin ki? Bir göl varsa ve göldeki su dalgalanırsa, hiçbir şeyi göremezsin. Her bir düşünce, göle atılan bir taş gibidir – suyu dalgalandırır. Aynı şekilde, o anda yapman gereken şeyin dışındaki her bir düşünce de zihninin gölüne atılan bir taş gibi olup, tüm zihni dalgalandırır. Yapman gereken şeyi zihnin kaydetmesine izin ver. Ara verip zihni daha da dalgalandırmak yerine, bir süre beklemelisin. Orada oturup, zihnin durulmasını sağla; çalışmana ondan sonra devam et. Bunu birkaç kez uyguladığın takdirde, tam anlamıyla konsantre olabilirsin.

Bir sorundan kaçmak, çözüm değildir! Bana güvenmek, çözümdür. Daha sonra kolaylaşacağını sanarak, işinden kaçma. Benim formülümü uyguladığında, daha kolay hale gelir. Orada oturmayı sürdür, zihnin durulmasını bekle ve kendi kendine, ‘Vaktimi boşa harcamak ve hayatımı boşa harcamak, altından kalkabileceğim bir şey değil. Swami bundan hoşlanmaz. Swami’nin hoşlandığı şeyi yapmalıyım; bu nedenle burada oturup, zihnimin yatışmasına yardımcı olmalı ve derslerime çalışmayı sürdürmeliyim,’ de.

Her seferinde gelip de notlarını değiştirmem! (Gülüşmeler) İyi bir çocuksun sen.

(Çocuğun ebeveynine hitaben) Matematikten korkuyor mu? Ders çalışmıyor. Daha başka yirmi kitap okuyup, matematik kitaplarını elinin tersiyle itiyor ve dışarı çıkıyor. Sonra sınavda kalıyor ve yaşamasının bir anlamı olmadığını, bir işe yaramadığını, hayırsız olduğunu düşünüyor ve her türden olumsuz düşünceler aklına geliyor. (Çocuğa hitaben) Niçin böyle olumsuz düşüncelerle başlıyorsun ki? Doğru şeyi doğru zamanda yaptığın takdirde, olumsuz düşüncelere yer kalmaz.

Zihnini nasıl kollayıp gözeteceğini öğrenmelisin. Bir köpeğe gençken öğretmezsen, daha sonra seni ısırmaktan başka bir şey yapmaz. Zihnine de bu yaşta, sen henüz gençken öğretilmelidir. Daha sonra ona öğretemezsin!

 

Dubai, 15 Ocak 2015

Devamını okuyun...

SORU CEVAP ALINTILARI - 11 2020 H4

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

S Soru: Senin Süptil Bedenine alışmaya çalışıyoruz. Süptil Bedendeki Seni nasıl daha fazla görebileceğimizi, hissedebileceğimizi ve etkileşime girebileceğimizi lütfen açıklayabilir misin?

 

Swami: Kendi yaşamlarınızdan bir örnek vereceğim. Hepinizin evinde bir televizyon vardır. Televizyonda resimler görür ve sesler duyarsınız. Televizyon sadece bir araçtır; görmüş olduğunuz insanlar aslında o televizyonun içinde yaşamazlar, başka bir yerdedir onlar – fakat onları televizyonunuzda görebilir ve duyabilirsiniz. Bu nasıl gerçekleşiyor? İnsanlar başka bir yerde olsalar dahi, televizyonun, sinyalleri alarak size görüntüleri gösteren bir anteni vardır. Dolayısıyla şu üç şey çok önemli ve gereklidir: Bir - belirli bir yerde insanların mevcut olması; iki - iyi bir anteninizin olması; üç - bir televizyonunuzun olması. Her üçü de varsa, o halde programları deneyimlemeniz mümkün olur.

Ben her yerde mevcudum, fakat Beni kalbinizde – ‘televizyonda’ – görmek istiyorsanız, elverişli bir antene sahip olmalısınız. Zihniniz antendir. Onu doğru bir biçimde sinyalin geldiği yere doğru yöneltirseniz, sinyali alır ve televizyonda gösterir – ancak anten ters yöne bakıyorsa, sinyali alamaz. Kimi zaman ses gelir, kimi zaman görüntü gelir, kimi zaman da hiçbiri gelmez. Benzer şekilde, tüm düşünceleriniz her an için Tanrı’ya doğru yöneltilmelidir. Tüm düşünceleriniz Tanrı’ya doğru yöneltildiğinde, tıpkı antenin doğru bir şekilde hizalanması gibi olur bu. Derhal hem sesi hem de görüntüyü deneyimleyebilirsiniz. Zihninizi bir dünya bir Tanrı, bir dünya bir Tanrı arasında değiştirip durmayın. Yapmakta olduğunuz işin size ait olup Bana ait olmadığını ve sadece seva’nın Swami’nin işi olduğunu düşünmeyin. İster yiyin için yahut giyinin; ister dinlenin veya çalışın; bunu kendiniz için değil de yalnızca Benim için yaptığınız düşüncesini geliştirin. Yaşamınızın her anında, her şeyi Benim için yapmakta olduğunuzu düşünürseniz, o vakit anteniniz doğru bir biçimde yöneltilmiş olur, sinyal kuvvetli olur ve Beni kalbinizde, dışarıda, içeride, her yerde görürsünüz.

Birçoğunuz meditasyon yapıyor ve içinden bir ses işitiyor. Bu, kimi zaman sadece bir düşünce oluyor, ses bile değil. İşte bu, sinyalin zayıf olduğu anlamına gelir. Sinyal kuvvetli olduğunda, sesi işitir ve formu görürsünüz. Peki, onu nasıl kuvvetli bir hale getirebilirsiniz? Her gün giderek daha fazla uygulama yaparsanız, sinyal de o kadar kuvvetli hale gelir. Herhangi bir şeyi yapmadan önce, Benim içinizdeki mevcudiyetime danışın ve – emin olun ki – Ben de cevap veririm! Ne var ki, birçok kez Bana sormadan işleri kendi başınıza hallediyorsunuz ve sinyal zayıflıyor. Dolayısıyla, Beni deneyimlemek istiyorsanız, her nerede olursanız olun, Beni her bir düşünceye, söze ve eyleme dahil edin. Ofisinize gidiyorsanız, “İşe bu yoldan mı yoksa şu yoldan mı gitmeliyim?” diye Bana sorun. Giyinirken, “Mavi bir gömlek mi yahut pembe bir gömlek mi giymeliyim?” diye sorun. Benzer şekilde, Beni hayatınızdaki her eyleme dahil ederseniz, Ben de sizin bir parçanız olurum ve siz de Beni her yerde deneyimlersiniz. Mümkündür bu.

Bugün bu piyesi, sırf bunun sizin için de mümkün olduğunu söylemek için sahneliyorum, dolayısıyla da Benim, Süptil Bedendeyken şu anda sadece burada olduğuma dair maya’ya (illüzyona) kapılmayın. Ben burada, orada, her yerdeyim; sizin anteninize bağlıdır bu. Bir televizyon programı tek bir yerde yapılsa dahi, dünya genelinde televizyonlarda izlenebilir, öyle değil mi? Benzer şekilde, Ben tek bir yerde olabilirim, ancak Beni her yerde deneyimleyebilirsiniz; bu nedenle tüm düşüncelerinizi Bana doğru yöneltin. Bir şeyin dünyevi ve diğer bir şeyin ise spiritüel olduğunu sanmayın; her şey spiritüel hale gelir. O vakit aynı program tüm iç televizyonlarınızda belirir.

 

Muddenahalli, 4 Şubat 2015

Devamını okuyun...
Bu kullanıcının RSS akışına abone olun

Yeni Resmi Websitelerinin Linkleri

OTURUM Aç YA DA KAYIT OL